42 Sohbetleri’nin 3.sünde OBSS CEO’su Zafer Şen ile 42 İstanbul ve OBSS ilişkisi hakkında konuştuk. Serimizin bu bölümünde Zafer Şen “OBSS kimdir?Ecole 42 ile ilişkisi nedir? 42 İstanbul ile olan ilişkileri nelerdir? 42 İstanbul’u hangi alanlarda destekliyor? Türkiye’deki yazılımcı açığı nasıl kapanabilir? Yazılımcı ekosistemini genişletmek için hangi çalışmalar yapılmalıdır?” sorularını ve daha fazlasını yanıtladı.

Ekin Tazegül: Merhabalar 42 Sohbetlerin üçüncüsünde yazılımcının bolca olduğu fakat eğitmenin olmadığı yazılım okulu 42 İstanbul’dayız birinci videomuzda Sertaç hocam ile beraber 42 İstanbul’un kim olduğu neler yaptığı açık kaynak eğitiminin nasıl bir şey olduğundan bahsettik. 2. videomuzda ise öğrencilerle beraber 42 İstanbul’da öğrenci olmak yazılım öğrencisi olmanın nasıl bir şey olduğunu neler öğrendikleri neler hedefledikleri üzerine konuşmuştuk. Bugün de OBSS firmasının CEO’su Zafer Bey’le beraber 42 İstanbul’un destekçisi olmanın nasıl bir şey olduğundan biraz bahsedelim. Zafer Bey hoş geldiniz, nasılsınız?

Zafer Şen: Hoş bulduk gayet iyi teşekkür ederim. Siz?

Ekin Tazegül: Ben de gayet iyiyim. Dilerseniz önce birazcık kısaca OBSS’nin kim olduğundan bahsedelim, ardından da OBSS 42 İstanbul arasındaki ilişki üzerine biraz konuşmaya başlayalım.

Zafer Şen: Tabii, biz kurumların dijital dönüşüm süreçlerinde onlara destek olan ihtiyaç duydukları ürünleri, uygulamaları geliştiren bir teknoloji şirketiyiz. 800’den fazla yazılımcı arkadaşımız otuzdan fazla yazılım mimari arkadaşımızla genellikle çok kullanıcılı kompleks sistemler geliştiriyoruz. Bankacılık, sigortacılık, e ticaret, savunma sanayi gibi farklı alanlarda projeler yapıyoruz. Aynı zamanda yenilikçi fikirleri destekliyoruz.

OBSS içerisinde başlayan artık ayrı bir şirket olarak yoluna devam eden 2 ürünümüz var, 2 ürün şirketimiz var, bir de yatırımcı kimliğimiz var. Girişimcileri destekliyoruz. Teknoloji startup yarına yatırım yapıyoruz.

Ekin Tazegül: Çok güzel, aslında çalıştığımız alanlarının hemen hepsinde yazılım bir ihtiyaç olarak bulunuyor. O yüzden de bugün 42’de sizle konuşmak çok doğru bir karar diye var sayıyorum teşekkür ederim.

Zafer Şen: Ben teşekkür ederim.

Ekin Tazegül: O zaman sizin 42 İstanbul ile olan ilişkinizi birazcık anlatabilir misiniz? Burada neler yapıyorsunuz?

Zafer Şen: Tabii birincisi Türkiye açık kaynak platformu kurucu üyesiyiz. Türkiye açık kaynak platformu olarak ecole 42’nin Türkiye’ye gelmesi için çalıştık ve ecole 42 Türkiye’de olmasından dolayı da çok mutluyuz. Bizim temel felsefemiz zaten ekosistemi desteklemek, Türkiye’de de dünyada da yazılımcı ihtiyacının bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bu açığın herkes farkındaydı. Bu açığı kapatmak için atılan adımların görece yetersiz olduğu bir dönemde ecole 42’nin bu konuda çalışmasını çok değerli görüyoruz.

Ekin Tazegül: Şunu sormak istiyorum, evet burada bir platin üyesiniz ama platin üye olmak dışında buraya verdiğiniz destekler varsa birazcık bundan da bahsedebilir misiniz acaba?

Zafer Şen: Tabii.

Finansal desteğin dışında en önemli desteğin mentorluk olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ecole 42 özgün eğitim modeliyle eğitimcinin olmadığı bir kurum.

Dolayısıyla yazılımcıların, yazılımcı adaylarının tecrübeli yazılımcılarla vakit geçirmelerinin sorularını sorabilecek muhatap bulmalarının onların hayatını ciddi kolaylaştıracağını düşünüyoruz. O yüzden çok sayıda arkadaşımız ecole 42 de hem vadi de hem de Kocaeli kampüslerinde mentorluk yapıyor. Hatta bu mentörlük faaliyetimizi yurt dışındaki diğer ecole 42 kampüslerinde de yaygınlaştırmayı planlıyoruz.

Ekin Tazegül: Şimdi en başta söylediğimiz aslında OBSS genel olarak sürekli proje yapan bir yazılım şirketi Zaman içerisinde 1 ihtiyaç olarak da bulunuyor. Şimdi OBSS tarafında 42 istanbul’un 40 kocaeli’nin olmasının önemi nedir, neden destekliyorsunuz? Bu kadar önemli kılan nedir acaba? Biraz bahsedebilir misiniz?

Zafer Şen: Açıkçası yenilikçi, özgün ve global olarak da başarısını kanıtlamış modeline çok inanıyoruz. Özellikle ekol 42 de potansiyeli olan ve potansiyelinin yanında mesleki tutkusu yüksek olan motivasyonu çok yüksek olan kendi başına bu programı tamamlanabileceğini inanan böyle bir iddiası olan öğrenci grubu var. Dolayısıyla bu öğrenci grubuyla beraber olmak, beraber zaman geçirmek bizim için gerçekten çok keyif verici.

Ekin Tazegül: Özellikle şu yüzden platin üye olmanız sizin için neden önemli olduğunu yanlış bir soru olabileceğini söyledim. Çünkü birçok yerde aslında yazılımcı eğitmek noktasında burslar verdiğiniz eğitim programları düzenlediğini biliyorum. O yüzden de aslında sizin tarafınızda evet bir işe alım yapmak noktasında yazılımcı, doğru yazılımcı, yetkin, yazılımcı bulabilmek çok önemli. Ama siz zaten bu yetkin yazılımcıların oluşması noktasında şu anda daha büyük bir inisiyatif alıyorsunuz.

Şimdi yetkin yazılımcı dediğimizde de Türkiye’de hemen her sektörde bildiğimiz bir konu var. Yetkin yazılımcıya çok fazla ihtiyaç var. Fakat yetkin yazılımcının bunulabilmesi de çok çok zor olabiliyor. Şimdi siz de yazılımcı açığını kapatmak noktasında zaten kendi eğitim programlarınız var. 42’yi desteklemeniz belki dışarıda farklı kurumlara desteklemeniz ile beraber bu yazılımcı ihtiyacını ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Burada 42’yi bu yetkin yazılımcı ihtiyacının ne derecede karşılayabileceğini düşünüyorsunuz acaba?

Zafer Şen: Katkısının çok kritik olacağını düşünüyorum ve ekosistem dediğimizde aslında Türkiye artık hani tüm dünyada, diğer ülkelerde de olduğu gibi teknolojide yarışan ülkelerden biri durumuna doğru gidiyor. Buraya giderken de en önemli değerimiz yetkin insan kaynağımız olacak. Dolayısıyla bu alanda yapılan yatırım hem bizim için hem ekosistemdeki diğer tüm şirketler için çok değerli.

Ekin Tazegül: Şimdi en başta sorduğum sorulardan birisi platin üye olmanız neden önemliydi? Ama siz zaten sadece bir platin üye olalım ve buradan çeşitli faydalar sağlayan gibi düşünüyorsunuz. Bunu da şuradan biliyorum. Birçok burs programının birçok eğitim programıyla beraber aslında Türkiye’deki yazılım ekosistemini geliştirmeye çalışıyorsunuz. Burada karşılık bekleyerek değil, gerçekten sisteme bir katkı sağlamak adına yaptığınızı ben gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. Araştırdığım kadarıyla şimdi yetkin yazılımcı dediğimiz konuda aslında Türkiye’de çok büyük bir ihtiyaç sanayide de görüyoruz bunu hizmet sektöründe de görüyoruz. Evet, hepimizin, bütün şirketlerin yetkin yazılımcı ihtiyacı var. 42 gibi bir kurum da aslında yetkin yazılımcı yetiştirebilmek konusunda harika bir inisiyatif olan bir kurum. Peki siz

42’nin hem size hem ekosisteme neler, hangi faydaları sağlayabileceğini düşünüyorsunuz ve yetkinlik anlamında da gerçekten buradan çıkan bir yazılımcının yetkin bir yazılımcı olacağını düşünüyor musunuz acaba?

Zafer Şen: Kesinlikle düşünüyoruz. Birincisi buradaki eğitim programı zaten çok özgün ve güçlü. İkincisi mesleki motivasyonu yüksek kişilerin başarılarını gösterebilecekleri bir referans noktası aynı zamanda ecole 42. Yani tek başına oturup bazı şeyleri öğrendiğinde bu bilgiyi ispatlamak biraz daha zor.

Ecole 42 eğitimini tamamlayan birisi ki söylediğiniz gibi Fransa da artık lisans diploması düzeyinde geçerliliği var. Bunun için güçlü bir kanıt. Biz de bunun için çok etkinlik yapıyoruz.

Belki bunlardan birer cümle bahsedebilirim. Türkiye’de oldukça popüler bir kod yarışmamız var. Adı kod master. Pandemi öncesi en iyi 20 üniversitemize her sene yılda 2 defa gidiyorduk. Artık online yapıyoruz. Tüm üniversitelerden yazılımcıların katılımına açık. Bu programda başarılı olanlara tabii ki bazı ödüllerimiz var ama. Esas ödülün maddi olmayan manevi ödüller olduğunu düşünüyoruz. Bunlar da birincisi herhangi bir yazılımcı yarışmaya katılan binlerce yazılımcı içerisinde kendi durumunu görüyor. Geliştirmesi gereken yerleri belki görüyor hem de yazılımcıların kendilerini, başarılarını ispat edebilecekleri 1 argüman olarak kazanıyor. Şu an Linkedin’de de birçok yazılımcının profilinde OBSS kazandığı yarışma başarıları yer alıyor ve bunlar birçok büyük şirket içinde önemli bir gösterge durumunda. Bunun dışında burs programımız var. Tamamen karşılıksız burs programlarımız.

Geçmişte bursiyerimiz olan kişiler arasında şu an dünyadaki teknoloji devlerinden kritik sorumluluk alan çok sayıda arkadaşımız var. Onların hayatına dokunduğumuz için katkıda bulunduğumuz için de çok mutluyuz, gururluyuz. Bunun dışında 8 farklı staj programımız var. 8 binden fazla staj başvurusu alıyoruz. Bu sayıyı bildiğim kadarıyla Türkiye’deki en büyük yazılımcı staj başvurusu. Bütün programlarımız yapılandırılmış. Önce teorik eğitim verdiğimiz sonra workshop yaptığımız ve bitirme projesi istediğimiz programlar. Bu da ekosisteme katkı. Çünkü bizim ihtiyacımız olandan çok daha fazla genci aslında dokunuyoruz bu programlarla .

Kabaca 800 kişiyiz ve en az% 10’umuz kadar gencin hayatına dokunup onlara katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bilgimizi, tecrübemizi onlarla paylaşıp destek olmaya çalışıyoruz.

Ekin Tazegül: Çok güzel, şimdi 42 de aslında önemli bir nokta var. Az önce de bahsettiğim yetkin yazılımcı noktası. Şimdi burada aslında 2 tane konudan bahsedebiliriz. Birisi akran eğitimi tarafı. Çünkü gençler burada gerçekten eğitmensiz bir şekilde müfredata uygun programı öğrenmeye başlıyorlar. İş hayatında çokça karşılaşılan bir konu olan yeni problemlere çözüm bulabilmek noktasında da birbirlerinden öğrenerek aslında bir şeye başlıyorlar diyebiliriz. Burada bir diğer konu da açık kaynak platformunu kullanabiliyor olmaları.

42 İstanbul bildiğim kadarıyla hem dışardaki kütüphanelerden yararlanıyor hem de kendisi de kütüphaneler oluşturmaya çalışıyor. Açık kaynak dediğimiz konu ne yazık ki Türkiye’de çok bilinen bir konu değil. Ben zamanında open source Kocaeli diye bir ekip kurmuştum. Her hafta yeni gelenlere open source açık kaynağın ne olduğunu anlatmakla geçiyordu ilk 15 dakikası. Şimdi burada açık kaynaklı bir eğitim olması sizin iş tecrübelerinizden de birazcık ekleme yapmanızı isteyecek ne fayda sağladığını sorabilir miyim?

Zafer Şen: Tabii yani özgür yazılım dünya için de Türkiye için de çok önemli. Çünkü dünyanın pek çok farklı yerinde insanlar aynı problemi çözmek için maalesef sınırlı kaynaklarını, zamanlarını harcıyorlar. Dolayısıyla insanlar birtakım problemleri çözdüğümde bunların kaynak kodlarında yayınladıklarını da birçok insanın aslında hayatını kolaylaştırıyorlar. Dolayısıyla bu her şeyden önce bir kültürel avantaj aynı zamanda open source ekosistemi daha yoğun kullanan yazılımcılar, daha araştırmacı bulduğu liderlerin source kodunu inceleyen kaliteyle ilgili bilgi edinilebilen ve bunları kullanan, değiştiren yeteneğe sahipler.

Dolayısıyla ekosisteme etkisi çok önemli. Şöyle bir örnek söyleyebilirim, bizim de geliştirdiğimiz open source libraryler var. Bunlardan birisi sahi adında 1 bilgisayarlı görü tarafında değer üreten 1 library 500 binden fazla download rakamına ulaştık. 2.000’den fazla yıldız almış durumdayız. Dolayısıyla 500.000 yazılımcı dünyada bizim çözdüğümüz problemi tekrar çözmek için uğraşmadı. Alıp doğrudan bunu projelerinde kullanıp hayatlarını kolaylaştırdı. Dolayısıyla open source’nun özgür yazılımın değeri çok fazla ecole 42’nin de bu kültürün bir parçası olması çok değerli.

Ekin Tazegül: Sanırım burada aslında yazılımcıya karşı bakış açısının yanlış olmasından kaynaklı bir durum var. Hep filmlerde gördüğümüz bir yazılımcı vardır ya oturur bir problem söylenir ve o anda çözüm budur. Hemen yazmaya başlar. Kod satırları akar sonra problem çözülmüş olur ama gerçek hayatta baktığımızda hangi nasıl ki gündelik hayatta word’de bir şey yapamazsak Google’e yazıyoruz nasıl yaparım diye aynısını iş hayatımızda da yapıyoruz diye düşünüyorum.

Burada da açık kaynaklara ulaşmak o problemleri Amerika’yı baştan keşfetmeden direkt olarak Amerika’ya uçak bileti almak gibi olabiliyor herhalde

Zafer Şen: Kesinlikle tam olarak böyle. Dolayısıyla zaten yazılımcı dünyasında yazılım ekosisteminde ilk aksiyon bir problem varsa bunun en iyi çözümü bulmak. Genellikle open source ekosistemde birçok problemin çözümü var. Bu da yazılımcıların hayatını ciddi kolaylaştırıyor.

Ekin Tazegül: Şimdi yazılımcı dediğimiz konuda her zaman çok büyük ihtiyaç olduğu konuşuluyor. Hepimiz yazılımcı ihtiyaç var diyoruz ama bence burada biraz eksik kalıyoruz. Yetkin yazılımcı ihtiyacımız var çünkü Türkiye’de çok fazla linkedin’de vesaire görüyorum. 1 yıl iş deneyimi olan yazılımcılar isminin başına saniye senior yazmaktan çok keyif alıyorlar. Elbette ki maaşa vesaire etki ettiği için onlar için önemli bir unsur ama yetkinleşmek noktasında çok eksik kalabiliyorlar. Iş dünyasında çok sık gördüğüm bir durum var. Yeni bir yazılımcı işe alınması süreci zaten çok zor. Çünkü üst yönetim tarafından da yazılım sektörü çok iyi bilinmediğinden yetkin personelin olup olmadığını anlayamayabiliyorlar. İşe aldıktan sonra da gerçek anlamda işini yapamayacak birisini baştan eğitilmeleri gerekebiliyor.

Şimdi 42 İstanbul’la ilgili benim en beğendiğim noktalardan biri az önce size kısaca bahsettiğimiz 17 kurunu Fransa için konuşuyorum tamamladıklarında bilgisayar mühendisliği, eş değer lisans diplomasına alabiliyorlar ki 21 kuru tamamladıklarında da yüksek lisans eş değeri bir diplomaya sahip olabiliyorlar.

Burada önemli olan noktalardan biri de gerçekten Fransa gibi bir ülkede bu yazılım müfredatının ne kadar insanlara katkı sağlayacağı fark edilmiş halde siz de işe alım yaparken eminim ki yetkin personeller almak istiyorsunuz her alanda ama yazılım tarafında da yetkin personeli bulmayı istiyorsunuz. Burada birkaç soru birden soracağım teker teker cevap vermenizi isterim. Birincisi mesela üniversite mezunu olmayan bir yazılımcı ki artık bunu çok sık görebiliyoruz. 42 İstanbul içerisinde her yaştan gerek üniversite mezunu gerek yüksek lisans mezunu gerekse ilkokul mezunu insanlar olduğunu gördük. Böyle insanları işe alıyorsunuz. Bununla başlayayım. Ardından da bu sorunun birkaç tane farklı soruyla beraber çeşitlendireyim.

Zafer Şen: Tabii artık şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Diploma sahibi olmamak bir bariyer değil. Üniversite mezunu olmayan veya bilgisayar mühendisliği mezunu olmayan çok başarılı Türkiye’yi dünyada da çok sayıda yazılımcı var. Bizim yaptığımız işin odağında mesleki tutku var. Gerçekten bu işi seviyorsa zamanının önemli bir kısmını buraya ayırırsa öğrenebiliyor ve herkesten daha iyi yapabiliyor. Dolayısıyla diploma artık asla bir bariyer değil. Biz de üniversite mezuniyeti olmayan ama kendini geliştirmiş yazılımcıları alıyoruz.

Ekin Tazegül: Burada kendini geliştirmiş yazılımcılar da en iyi etkinlik kavramına dönmüş olacağım ama yetkinliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz acaba?

Zafer Şen: İşe başvuran kişiler arasında 4 kademeli 1 işe alım sürecimiz var. 2 teknik 2 de teknik olmayan görüşmemiz var. Teknik tarafta tabii ki bilgilerini ölçmeye çalışıyoruz, anlamaya çalışıyoruz. Çoğunlukla teknik olmayan tarafta da en çok. Tutkusunu, mesleki motivasyonunu anlamaya çalışıyoruz. Burada tabii uyguladığımız birtakım sınavlar var. Birçok şirketin uyguladığı sınavlar var. Artık belli bilgisi olan kişiler bunları çok rahat geçebiliyor.

Ekin Tazegül: Son olarak da şunu sorayım, şimdi 42 henüz mezun vermiş bir kurum değil. Istanbul’da üzerinden dünya üzerinde birçok mezun verdiğini biliyoruz. Müfredatıyla ilgili de zaten yeterince övgü yaptığımı düşünüyorum. Fakat siz de ileride elbette ki 42 den mezun olmuş öğrencilerle beraber iş görüşmeleri yapıyor olacaksınız. Bu noktada gerçekten onların yetkin yazılımcılar olacağına dair bir rahatlığınız var mı? Sektörü de bilen birisi olarak içerideki eğitimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zafer Şen: İçimiz çok rahat. Çünkü biz aynı zamanda 42 partneri olarak ciddi bir mentorluk hizmeti veriyoruz. Çok sayıda öğrenciye şuan mentorluk yapıyoruz ve oradan onların potansiyellerini de yakından görüyoruz. Dolayısıyla buradan mezun olacak kişilerin sektörde kritik sorumluluklar alacağından bir şüphemiz yok ama belki bu noktada şunu da paylaşmak lazım.

Yazılım ekosistemi dediğimizde genellikle ilk akla gelen ve en büyük dilim olarak developer ları düşünüyoruz. Halbuki dünya çok hızlı değişiyor. Şu an ülkemizde de dünyada da bazı banka yöneticileri dahi bilgisayar mühendisliği mezunu. Eski yazılımcılar dolayısıyla buradan mezun olacak gençlerimiz de kariyerlerine yazılımcı olarak başlasalar da gelecekte şirket yönetimi dahil çok farklı sorumluluklar alacaklardır. Artık birçok şirket teknoloji şirketine dönüşüyor. Yazılımın önemi her şirkette her sektörde artıyor.

Dolayısıyla yazılımı iyi bilmeyen yöneticilerin artık müşteri ilişkisi yönetimini de finansı da satış pazarlamayı da bilmeyenlerden daha iyi yapacağı net görülüyor. Dolayısıyla yazılım ekosistemi sadece developer değil buradan çıkan arkadaşlarımız da belli bir sürede development yaptıktan sonra mutlaka ki çok daha kritik sorumluluklar alacaktır.

Ekin Tazegül: Burada ben de bir ekleme yapayım aslında elbette ki şirketlerin yönetici kademesine artık yazılım bilmek çok önemli bir hal alıyor çünkü kullandığımız her şeyi yazılımlara bağlı ve ihtiyaçlarımızı da buna uygun şu şekilde şekilleniyor ve buna karşılık bir çözüm aradığımızda doğru şekilde anlatabilmek de gerekiyor. Fakat özellikle sanayi tarafında biz çalışırken şunu bazen gördüğümüz olabiliyor. Bir üretim tesisini artık insanlar elle işleme yapmaktansa makineleri işini bırakabiliyor. Fakat o insanları bu sefer makinenin başına aldığımızda makineyi yönetebilip onun arızalarını anlayabilip buna karşı sistemleri kullanabilip hatta çeşitli problemleri de yazılımları çözmesi gerekebiliyor. Şimdi hayatımızın her yerinde artık yazılım böyle br ihtiyaca dönüşüyor ki gerçekten yazılımı en azından temel düzeyde bilebilmek ya da hep deriz ya ingilizce anlıyorum ama konuşamıyorum diye yazılımı da en azından anlayıp görüp tanımlayabilmek önemli bir unsur haline geliyor diye düşünüyorum. Sizin için de her kademede böyle bir ihtiyaç olduğunu gözlemliyor musunuz?

Zafer Şen: % 100 hemfikirim biraz önce söylediğim gibi aslında gelecekte development da bütün kariyerini geçirmeyecek olsa bile kişilerin yazılım bilmeleri inanılmaz ayrıştırıcı olacak. Genel bir alışkanlık var şirketlerin genellikle yönetim kurullarında işte hukuk, finans gibi temel bilgileri çok güçlü kişileri alırlar. Bundan sonra yönetim kurullarında dahi yazılımı iyi bilen kişilerin sayılarında artış olacağını düşünüyoruz. Çünkü yazılım bilmeyen bir üst yönetimin şirketi teknolojiyi yeteri kadar kullanarak iyi verimli bir noktaya getiremeyeceği çok net. Dolayısıyla yazılım ekosistemi büyüyecek. Yazılımcılar yazılım dışında yönetim sorumlulukları almaya devam edecek diye düşünüyorum.

Ekin Tazegül: Bu ekosistemin büyüyeceğini her zaman söylüyoruz. Şu anda çok fazla genç yazılım sektörüne doğru aslında yönlendiriyor. Ama burada merak ettiğim 1 şey var. Şimdi hiper otomasyon dediğimiz bir kavram var. O da nedir? Yapay zekanın gerçekten çok gelişip kendisinin de programlar yazabileceği bir hale gelmesi gibi düşünebiliriz. Böyle bir dünyaya geçtiğimizde gerçekten yazılımcı olan ihtiyaç günümüzdeki kadar fazla olacak noktasında tereddütlerimiz olabiliyor. Şimdi bu işin uzmanı olarak ve bu alanda çok uzun süredir çalıştığınız için size sormak istiyorum, ileride de gerçekten bu kadar büyük bir yazılımcı ihtiyacı olacak mı yoksa ileride yazılımcıların da işsiz kalabileceği bir dünyadan bahsediyoruz. Bu tarafta yorumlarınız nedir acaba?

Zafer Şen: Görünebilir gelecekte hiç böyle bir risk o görmediğimizi paylaşabilirim. Load platformların potansiyeli çok yüksek ama bu yazılımcı olan ihtiyacı azaltma olacak. Yazılımcı olan ihtiyacın katlanarak devam edeceğini öngörüyoruz.

Ekin Tazegül: Çok güzel, son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır acaba? Belki benim sormak da eksik kaldığım bir konu vardır, buyurun.

Zafer Şen: Çok teşekkür ederim. Belki şöyle bir örnekle bitirebilirim. Yakın zamanda jüri üyesi olduğum bir etkinlik vardı. O etkinliğe katılan Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden bilgisayar Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencilerinden kurulmuş gruplar vardı. 15’ten fazla grubun finale kaldığı bir etkinlikti birincilik için tabii ki yarıştılar. O etkinlikte birinci olan ekibin lideri lise öğrencisi bir arkadaşımızdı. Dolayısıyla bu da mesleki tutkunun aslında her şeyden önce geldiğini gösteriyor. Ülkemizde 80 milyon kişi var, çok sayıda gencimiz var ve bunlar arasında potansiyeli olan ve yazılımcı olmak için güçlü bir motivasyona olan da çok sayıda kişi var. Bu kişilere yol gösterecek rehberlik yapacak organizasyonların öneminin ekosistem içinde ülke içinde çok stratejik olduğunu düşünüyorum. Özgün modeliyle de 42’nin bunlar arasında en önemli en parlak kurum olduğunu düşünüyoruz.

Ekin Tazegül: OBSS firması CEO’su Zafer Şen ile beraberdik. Daha önceki sohbetlerimizde farklı açılardan yaklaşırken, bugün biraz daha sanayi ve yazılım ekosistemi içerisinde firmaların 42 den ne bekleyebileceğin 42nin firmalara ne sunabileceği ve firmalar 42 ye neden destek verdiği üzerine konuşmuş olduk. Zafer Bey katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Benim için çok keyifli bir sohbetti. Umuyorum ki gerçekten bu ekosistem genişleyecek ve bu genişlemesine de en büyük katkıyı yapan kurumlardan biri olmaya devam edeceksiniz.

Zafer Şen: Çok teşekkür ederim, benim için de çok keyifli bir sohbetti görüşmek üzere.

Write A Comment