Türkiye’de 40 yılı aşkın süredir dokunduğu her sektörde güveni temel alan bir yaklaşımla çalışan PwC Türkiye, bu anlamlı yıl dönümünde KONDA ile birlikte Gelecek Trendleri Araştırması’na imza attı. Geleceğin dünyasını daha iyi anlamak amacıyla gerçekleştirilen araştırmaya, Türkiye’de iş dünyasına yön veren farklı uzmanlık alanları ve sektörlerden üst düzey yönetici, akademisyen ve kanaat önderlerinden oluşan 250 kişi katıldı.
Sağlık, teknoloji, ekonomi, eğitim gibi farklı başlıklardaki genel eğilimlerin 10 yıl içinde ne yönde değişeceği sorulan katılımcılar; gelecek öngörülerini, dünyanın ve Türkiye’nin gelişiminde belirleyici olacak temaları, fırsatları ve endişelerini anlattılar. Araştırmada öne çıkan bulgular, 6 başlık altında değerlendirildi. Bu başlıklar; Yeni Ekonomik Denklemin Değişime Öncü Sektörleri, Çalışma Hayatı, Teknoloji, Sürdürülebilirlik, Toplum ve Gençlere Tavsiyeler…
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, Gelecek Trendleri Araştırması’yla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’de 40 yıldır gelecek için yolda karşılaşabileceğimiz potansiyel zorlukları önceden tespit etmeye ve bu güçlüklerin üstesinden gelmek için çözüm önerilerini paydaşların gözünden sunmaya gayret ediyoruz. Pandemi döneminde hazırladığımız bu çalışma ile değişimlerin tetiklediği fırsatlara ve zorluklara liderlerin gözünden bakmayı amaçladık. Bu çalışmada Türkiye’deki iş dünyası liderlerinin ve kanaat önderlerinin dünyadaki trendlerin oldukça farkında olduklarını, Türkiye için de gerçekçi bir bakış açısıyla önümüzdeki on yıla ilişkin öngörülerde bulunduklarını görüyoruz. Dünya artık geri döndürülemez bir şekilde yeni denklemini kuruyor. Çalışmamızın bu yeni denklemin değişkenlerini anlamaya ışık tutacağını ümit ediyorum.”
KONDA Araştırma ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır ise dünyanın bir çağ değişiminin eşiğinde olduğunu belirtti: “İklim değişikliği, teknoloji, pandemi, ekonomik kriz, savaşlar gibi küresel buhranlar, Blockchain, merkeziyetsiz finans, yapay zekâ ve metaverse gibi fırsat alanları bireyleri, şirketleri, bildik toplumsal yapıları, hukuku, küresel ilişki ve organizasyonları değişime zorluyor. “Yeni” şimdi başlıyor aslında. Araştırmanın en önemli bulgusu bence şu; ülkenin, iş dünyasının karar verici pozisyondaki insanları dünyanın gidişatı, olası riskler ve fırsatlar konusunda yüksek bir farkındalık içindeler. Bu farkındalık, küresel ekonomide önemli roller üstlenmeleri için arzu ve gayret üretecektir.”
Araştırmada öne çıkan gelecekle ilgili eğilim ve beklentilerin bazıları şöyle:
- Dünyanın ve Türkiye’nin gelişiminde önemli rol oynayacak faktörler arasında dijitalleşme başı çekiyor. Katılımcılar, dünyanın geleceği için dijitalleşmenin ardından yapay zekâyı önemli görürken, Türkiye için ikinci sıraya girişimciliği koyuyorlar.
- Her 10 katılımcıdan 9’u gelecekle ilgili en çok iklim değişimi ve gelir dağılımındaki eşitsizlikten endişe ediyor. Politik belirsizlik (%84), jeopolitik belirsizlikler (%77) ve popülizm (%78) endişeli olunan diğer konular.
Nakitsiz ekonomiye geçiş hızlanacak
- Araştırmaya göre; gelecekte üzerinde en çok konuşacağımız konulardan biri nakitsiz ekonomi olacak. Katılımcıların %77’si “Nakitsiz ekonomiye geçiş hızlanacak” diyor.
- Teknoloji sektörü, dünyada değişime öncülük edecek birinci sektör olarak gösterilirken,
Türkiye’de ise ilk sırada enerji sektörü var (%33). Katılımcılar Türkiye’nin enerji, altyapı ve doğal kaynaklar sektörünün öncülüğünde gelişeceğini düşünürken %42’si Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının çoğalıp yaygınlaşacağını öngörüyor.
- Araştırma bulgularına göre katılımcılar Türkiye için dünyaya paralel olan ve olması gereken üzerinden öngörüde bulunmak yerine günümüzdeki mevcut durumun ve var olan sektörel önceliklerin devam edeceğini öngörüyorlar. Dünya için gündemde olan trendler gelecek beklentilerine yön verirken Türkiye için var olan durum ve gerçekliğin bir süre daha devam edeceği düşüncesi hakim.
Tek bir kariyer yerine proje bazlı işler
- Katılımcıların %80’i uzun ve tekil kariyerlerin sayısı azalacağını, proje bazlı çalışanların artacağını öngörüyor. Katılımcıların %40’ı, iş yaşamındaki çalışan sirkülasyonunun artması ile proje bazlı işlerin uzun tekil kariyerlerin yerini almasını bekliyor.
- Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte “tükenmişlik hissi” kavramının yaygınlaşacağı ve liderlerin çalışanlarının psikolojik sağlığına destek sunması gerektiği düşünülüyor.
- Araştırmaya katılanların %90’ı, teknolojinin gelecekte hayatımıza olumlu katkı sağlayacağını düşünüyor. Dijitalleşme ihtiyacı ve yetkinlik dönüşümü ile robotik, nesnelerin interneti ve artırılmış gerçeklik gibi gelişmeler; gelecekte en çok konuşulacak teknolojik kavramlar olarak öne çıkıyor.
- Katılımcılar gençlere dünyadaki trendlere dönük beklentiler ile uyumlu gelecek tavsiyeleri veriyor; yapay zekâ, tıp ve genetik teknolojileri, veri analizi
İklim değişikliğiyle ilgili karamsar tablo
- Katılımcıların %93’ü iklim değişikliğinin olumsuz yönde ilerleyeceğine, %70’i ise iklim değişikliğinin şirketlerin para kazanma yöntemlerini etkileyebileceğine inanıyor.
- ESG konularının önümüzdeki dönemde dünyanın gelişiminde önemli bir rol oynayacağını düşünenlerin oranı %87 olurken, Türkiye için bu oran %54 düzeyinde.
- Her iki kişiden biri dünyada cinsiyet eşitliğinin toplumun genel bir talebi haline geleceğini söylerken, bu beklenti Türkiye için sadece %22’de kalıyor.