Teknoloji sektöründe ülkelerin ve dev şirketlerin rekabeti tüm hızıyla devam ediyor. Teknoloji odaklı yeni ekonomik sistem içerisinde, bilişim ve yazılım teknolojileri önemli bir yere sahip. Ülkeler, kendi teknolojik gelişimlerine yatırım yaparken bir yandan da bu alanlarda yetişmiş insan gücüne yatırımlarını artırıyor. Yazılım, kodlama ve low-code platformların kullanımı gibi pek çok konuda, yetişmiş insan gücünün ardında Hindistan, Çin gibi ülkeler olmasına rağmen, Türk şirketler, güçlü teknolojik atılım ve yatırımlarla, Türkiye’yi “yazılım devi” yapmaya oynuyor.
Türk Yazılım Şirketlerinden Low-Code Hamlesi
Geçtiğimiz günlerde, iş ve ekonomi dünyasının başarılı ismi Dr. R. Erdem Erkul tarafından kurulan Cerebrum Tech, Silikon Vadisi merkezli Smartface ile Türkiye’nin katma değerli teknoloji serüvenine yeni bir ivme kazandıracak bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliğiyle Türkiye’nin low-code platformlar alanında sektörün öncü ülkeleri arasına girmesi hedefleniyor.
Geleceğin yetkinliklerinin dijital ekonomi ekosistemi çevresinde şekillendiğini söyleyen Cerebrum Tech Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. R. Erdem Erkul, “Dijitalleşmenin getirdiği dönüşüm bazı meslekleri geri plana atarken, bazı yeni meslekleri de beraberinde getiriyor ya da belirli meslek grubunun içindeki niş bir noktanın parlaması bazen ufacık bir teknoloji gelişme sayesinde gerçekleşiyor. Bu anlamda önümüzdeki yıllarda dijital okuryazarlığa sahip olma, dijital becerileri arttırma gibi yeteneklere sahip olmak oldukça önemli. Low-code becerileri sayesinde ülkemizdeki pek çok gencin, teknoloji sektöründen hayatını kazanabileceğini düşünüyorum. Bu ülkenin gençlerine ilham veren bir teknoloji şirketi misyonu üstlendiğimiz süreçte, Silikon Vadisi merkezli Smartface ile iş birliği adımları atmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Sürecin ülkemize ve teknoloji dünyasına katkı sağlamasını diliyorum.” dedi.
Smartface şirketinin kurucu ortağı Osman Çelik ise “En önemli ürünlerimizden biri olan “Low-Code Entegre Geliştirme Platformu” sürükle bırak ve basit kodlama temeli ile çok kısa zamanda ve kolay mobil ve konvansiyonel yöntemlere göre iki kat daha hızlı uygulama geliştirmenizi sağlıyor. Bunun yanında bulut tabanlı bir platform olması uzaktan çalışmayı çok kolay hale getiriyor, birden fazla kişinin aynı projede eş zamanlı çalışmasını sağlıyor ve yine önemli bir özelliği ise IOS için uygulama geliştirmede Macbook ihtiyacını kaldırması. Kolayca mobil uygulama geliştirme imkânı vermesi, özellikle bu alanda kendini geliştirmek isteyen gençlerimiz için yeni bir kapı açması ve rakiplerine oranlar daha hızlı uygulama geliştirebilmeleri sayesinde dünya çapında projelere imza atmaları mümkün olabilir. Yıllar önce yazılım geliştirmede Hindistan’ın tüm dünyaya yazılımcı ihraç etmesi gibi bizler de dün dünyaya mobil uygulama ihraç edebiliriz.” açıklamasında bulundu.
Teknoloji Odaklı Yeni Ekonomik Sistemde Low-Code Platformların Önemi
Teknoloji odaklı yeni ekonomik sistem içerisinde, bilişim ve yazılım teknolojileri önemli bir yere sahip. Katma değerli teknoloji ihracatının önemli kalemlerinden biri olarak kabul edilen yazılım ve kodlama becerileri ise, 21. yüzyılın en önemli yetkinlikleri arasında yer alıyor. Ülkeler, kendi teknolojik gelişimlerine yatırım yaparken bir yandan da bu alanlarda yetişmiş insan gücüne yatırımlarını artırıyor. Bu anlamda yazılım sektörünün en büyük ihracatçı ülkeleri arasında Çin, Hindistan, ABD ve Japonya gibi ülkeler yer almakta.
Yüksek nüfusuyla Hindistan, low-code platformlarda oldukça önemli bir pazar payına sahip. Low-code platformlar, geleneksel kodlama sürecine işlevsel bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu platformlar, görsel modellemeler sayesinde, çok az kod yazarak kurumsal mimaride ve esnek uygulamalar geliştirebilmeyi sağlıyor. Low-code platformları sayesinde şirketler, esneklik, hızlı uygulama geliştirme, yüksek verimlilik, azalan maliyetler, hızlı dijital dönüşüm gibi alanlarda avantajlı konuma geçiyorlar.
Yapılan araştırmalar, insanların yüzde 60’ının mobil uygulama kullanmayı tercih ettiğini gösteriyor ki bu oran mobil cihazların hayatımıza daha fazla girmesi ile her geçen gün artmakta. Şirketlerin özellikle kendi çalışanları, iş ortakları ve müşterileri için mobil uygulama üzerinden hizmetlerini sunması kaçınılmaz olmaya başladı. Pandemi sürecinin de beraberinde getirdiği dijital dönüşüm gereklilikleriyle birlikte, şirketlerin hızlı mobil uygulama geliştirmelerini ve verilerin tüm sistemleri ile entegre olmasını sağlayan platformlar, bu mobil dönüşümde en iyi çözüm olarak karşımıza çıkıyor.