Akıllı Fabrikalar üretim sektörü sohbetlerinin konuğu Korteks firmasından Etüd ve İş Geliştirme Müdürü Cemalettin Kaya… BrandIT Kurucusu Özgür Aslan sordu, Cemalettin Kaya Endüstri 4.0, kestirimci bakım, geleceğin fabrikası gibi konularda görüşlerini anlattı.

Özgür Aslan: Hoş geldiniz Cemalettin bey. İlk sorumuz COVID ile ilgili: Bu COVID-19 süreci size ne öğretti? Pandemi sonrasında gündeminizde hangi maddeler öncelik değiştirdi ve bu maddeler nasıl değişti?

Cemalettin Kaya: Tabii ki COVID-19 süreci beklenen bir süreç değildi. Fakat COVID-19 bize şunu öğretti. Üretimde veya sanayide, endüstride her şeye her olaya açık olabilme, bunu ön görebilme gibi bir senaryoyu da önümüze koymuş oldu. COVID-19’un gelmesiyle birlikte biz bir anda işletmemizden neredeyse kopar hale geldik açıkça söylemek gerekirse. Uzaktan çalışma deseniz de mevcut teknolojimizde mailleri ulaşmaktan öteye geçmedi. COVID-19 bize dijitalleşme süreçlerinin çok daha hızlı ele alınması gerekliliğini, bu teknoloji dönüşümünde biraz geride kaldığımızı gösterdi. Mesela COVID-19 öncesinde ne konuşuyorduk… Makinelerimize uzaktan erişecektik. Üretim değerlerimizi görecektik. Makinedeki kestirimci bakımı, makinenin verimliliğini, makinedeki üretimin gelişimini, problemleri, harcadığımız enerjiyi, üretme maliyetini biz sadece işletme için değil de evimizde, tatilde bile görüyor olacaktık.

COVID-19, bize dijitalleşmeyi bir an önce bitirin dedi.

Aslında COVID-19 bunları bir an önce yapın der gibi karşımıza çıktı. Yani biz bu süreçte dijital dönüşüm konusunu tamamlamış olmasa da kısmen bir alanda yapmış olabilseydik, biz üretimimizi, makinelerimizi uzaktan takip ediyor olacaktık. 

Özgür Aslan: Son yıllarda üretim tesisleri nasıl değişiyor? Siz çok tecrübeli bakım yöneticisisiniz. Üretim sektörü ne tarafa gidiyor? 

Cemalettin Kaya: Geçmişte fabrikada kullanmadığımız robotik sistemleri şu anda kullanıyor durumdayız veya birçok insan gücüyle yapılan işi artık conveyor’lere artık vermiş olduk. Paketleme gibi bazı ağır iş diyebileceğimiz işlerde robotları kullanıyoruz. Tabii bu baktığımızda aslında robotik sistemler hayatımıza çok önceden girdi. Ama artık önümüze baktığımızda robotik sistemlerin, makinelerin birlikte haberleşerek organize bir şekilde makine öğrenmesi ile veya bir ötesi derin öğrenmeyle kendi görevlerini kendileri verebilecek, kendileri hareket edebilecekleri bir durum söz konusu. Yani şöyle söylemek gerekirse biz şu anda kendi tesisimizde robotik sistemleri kullanıyoruz fakat bunları kullanırken, bizim orada çalışan arka tarafta bizim oluşturduğumuz bir zekâ var. Bizim koyduğumuz değerlerle, algoritmalarla oluşturduğumuz işte konumlandırma, orada biraz robotik sistemlerin zekasından bahsediyor olmayacağız. Çünkü orada bizim verdiğimiz görevi kendisi yapıyor. Fakat ben gelecekte bu üretim aşamalarında özellikle artık robotik sistemlerde oluşan yapay zekâ ile birlikte makine öğrenmesi ile birlikte makineden çıkan ürünün, paketleme aşamasına kadar hiçbir insan unsuru veya insan zekâsı değmeksizin paketlenebileceğini ön görüyorum şu anda. 

Türkiye’nin yazılım konusunda yeterli seviyeye geldiğine inanıyorum. Ama Türk yazılımcılarının deneyiminin sanayiye aktarılması konusunda bir  kopukluk olduğunu gözlemliyorum.

Özgür Aslan: Karanlık fabrikaya doğru gidiyoruz. Geleceğin fabrikası için Türkiye’de veya şirketinizdeki birikimi nasıl görüyorsunuz? 

Cemalettin Kaya: Türkiye’nin özellikle yazılım konusunda yeterli seviyeye geldiğine inanıyorum. Ama bu yazılım deneyimi, tecrübesini özellikle dijital teknolojideki tecrübenin sanayiye aktarılması konusunda, sanayicinin bunu kullanması konusunda bir problem veya orada bir temassızlık veya kopukluk olduğunu gözlemliyorum.

Çünkü işin gerçeğini söylemek gerekirse, geleneksel üretim tarzlarında biz işte bir proje, bir organizasyon, bir yatırım gerçekleştirdiğimizde hemen rakamlara bakarız. Ne koyuyoruz ne kazanıyoruz gibi… Şu anda işletme içinde göremediğimiz kayıpları bilmiyoruz zaten. Arka planda devamlı alışılagelmiş üretim sürecini bir kabul olarak görüyoruz. İşte diyelim ki bir ağ ürününü ben 10 birimde üretiyorum, onu kabul olarak görüyoruz, ağ birim 10 birimde üretilir diye bir geleneksel üretim tarzına… Artık 10 birimin üzerine biz farklı bir teknolojiyle farklı bir uygulamayla bunu nasıl düzeltebiliriz yoluna gidiyoruz. Fakat biz mevcut sürecimizi bu dijital dönüşüm ile daha analiz edilebilir hale getirebilirsek zaten biz orada o ağ ürünün üretimini kendi içinde o dijital süreci oturtmayla birlikte kendi içinde daha verimli hale getiriyor olacağız.

Yani biz aslında geleceğin fabrikaları veya karanlık fabrikaları konuşuyor olmamız için şu anda kendi üretim tesislerimizde dijitalleşmenin artık bitmiş olması gerekiyor. 

Biz daha önce de kestirimci bakım yapıyorduk. Ama bu işlem tüm gün çalışan bir makinenin değerlerini 2-3 kez gözlemlemekten öteye geçmiyordu.

Özgür Aslan: Endüstri 4.0 uygulamalarıyla dijitalleşmeden sonra kestirimci analiz hakkında neler değişti? Gelecekteki bakım stratejileriniz değişti mi?

Cemalettin Kaya: Kesinlikle tesisimizde, Endüstri 4.0 uygulamalarını düşünürken, düşündüğüm ana unsurlardan bir tanesi; üretimde verimlilik, makine verimliliğini artırmak. Yani uygulamaya nereden başlayabiliriz, nasıl başlayabiliriz dediğim noktada kestirimci bakımdan başlayabiliriz. Biz daha önce kestirimci bakım yapıyorduk. Nasıl yapıyorduk? Daha önce biz işte kişiye bağlı, çalışana bağlı, operatöre bağlı yaptığımız ölçümler ile kestirimci bakım yapmaya çalışıyorduk. Bu da günde 24 saat çalışan makinenin belki de günde hadi maksimum siz buraya 2-3 kere bir ölçümden işte titreşim ölçümünden, sıcaklık ölçümünden işte akım ölçümlerini değerlerini gözetmekten, gözlemekten öteye geçmiyordu. Yani siz bir motorun titreşimle çalışması anlıksa eğer onu yakalama şansınız yoktu. Yani siz oraya denk gelecek olasılıkta 1000’de 1 denk gelir herhalde. Yani onu yakalama olasılığınız olmayınca sizin kestirimci bakımınız ne kadar sağlıklı olduğunu düşünmek yani çok sağlıklı değildi bence. Yapıyorduk fakat çok da böyle %100 kestirimci bakım yapıyor diyemiyorum. Ama siz analiz yaptığınızda motorun, günün herhangi bir anında titreşimi yakalıyorsunuz. Siz motorun, herhangi bir anda çektiği aşırı akımı yakalıyorsunuz. Isınmasını yakalıyorsunuz. Yani siz online olarak kendi hisleriniz gibi motorun tüm ortaya koyduğu işte hisleri takip etmiş oluyorsunuz. Bununla birlikte takip süreci bu kadar sağlıklı işlerken, sizin arka tarafta çalışan programınız da bunları analiz edip, online olarak aldığınız değerli analiz edip, anında ne yapmanız gerekliliğini söyleyebiliyor. 

Özgür Aslan: Bir konu daha var. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik… Bu konular hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Cemalettin Kaya: Sanal gerçeklik ile artırılmış gerçeklik arasında farklı bir dünya olabilir. Ama ikisinin de şu anda sanal gerçekliğin de artırılmış gerçekliğin de artık endüstrimizde kullanılıyor olması gerekiyor. Şu an planladığımız unsurlardan da bahsetmek istiyorum. Siz özellikle mesela bir iş alımında aldığınız personeli içeride işi öğretmek adına oryantasyona sokuyorsunuz. İşi öğreteceksiniz, makine başında belki hem orada çalışan personelin zaman kaybına sebebiyet veriyorsunuz, bir ihtimal de üretim makinesinde bazen duruşlara sebebiyet veriyorsunuz, çok nadir de olsa böyle şeylerle karşılaşmak mümkün. İşi öğrenme aşamasında bunları iyi yaşamak bizim endüstri tesislerinde olasılık içinde. Bu gerçek sahanızı, sanal ortama aktardığınızda bu oryantasyon sürecini özellikle sanal ortamda yeni başlamış bir arkadaşa işi öğretmek amacında çok rahat kullanabilirsiniz. Bununla birlikte sanal gerçeklikle özellikle İSG alanında uygulamalar gerçek sahanın, sanal sahaya aktarılmasıyla birlikte uygulamalar yapıp, sanal gerçeklik üzerine eğitimler verilebilir. 

Artırılmış gerçeklikte ise işin içindeyiz. Biz ne diyoruz… Makinemize uzaktan bağlanalım. Makinemize sadece verileri almak değil de mesela ben makinemi uzaktan da görmek istiyorum ne yapıyor ne ediyor… Mesela işte motordaki sıcaklığını o anda görmek istiyorum baktığımızda veya sahada gezerken, teker teker bakmak, programdan bazı verileri almak değil de elimdeki uygulamayla artırılmış gerçeklik ortamına aktarılmış makineye baktığımda işte limitlendirdiğim veri değerlerine göre anında problemli bir değer olduğunu görebileyim mesela. Bunları ben artırılmış gerçeklik uygulamasında görebilirim. Örneklemelerden birinde de şunları söyleyeyim. Biz zamanında çok problem de yaşadık. Mesela belki şu anda o kadar yaşamıyoruz ama yıllar önce bir makinede arıza oluyordu, yeni montaj yapılmış daha arkadaşlar makineyi kullanma aşamasında, arızaya müdahale aşamasında çok tecrübeli hale gelmemiş durumlarda yaşadığımız problemlerden birisi yurtdışından işte teknik arkadaşı fabrikamıza getirmekti. Burada geçen sürede üretim kaybı hat safhada, makinenizi çalıştıramıyorsunuz. 

Artırılmış gerçeklik ile siz gerçek sahayı, kilometrelerce öteye aktarabiliyorsunuz.

Telefon ile aktarmaya çalışıyor karşı taraf, siz telefonla aktarılan bilgi ile yol alamıyorsunuz. Ama şimdi görüyoruz ki yani öyle bir problemle karşılaştığınızda siz makine üreticisinden teknik bir bilgi, teknik bir destek almaya kalktığınızda artık ilgili firmanın teknik elemanının fabrikanıza gelmenize gerek yok. Artırılmış gerçeklik ile siz gerçek sahayı, kilometrelerce öteye aktarabiliyorsunuz. 

Bir diğer konu mesela 24 saat çalışan fabrikalarımızda günün 24 saatinde fabrikada bulunma imkânınız yok. 8 saat çalışıyorsun onun haricinde burada teknisyenleriniz, çalışanınız veya operatörünüz bulunuyor. Siz herhangi bir problemde gecenin bir saatinde ne yapıyorsunuz… Problemi yerinde görmek için fabrikaya gelmek zorunda kalıyorsunuz. Ama işte artırılmış gerçeklik uygulamasını siz kullanıyor duruma geldiğinizde artık bu tip problemleri, arızaları uzaktan müdahale, uzaktan arkadaşları yönlendirme gibi durumlar ortaya çıkıyor ki bu da sanayide kullanımı gerekli olan unsurlardan bir tanesi. 

Fabrikadaki bütün makinelerden verileri çekip, uzaktan verileri takip etme o veriler üzerinden kendi analizini yapmak bence Endüstri 4.0 değil.

Özgür Aslan: Herkese sorduğum bir soruyu size de soracağım. Herkesin bir Endüstri 4.0 tabiri var. Avrupa, endüstri 4.0, Amerika akıllı üretim, Çin “Made in China 2025” diyor. Herkesin bir sloganı var. Türkiye için henüz bir slogan yok ama biz de Endüstri 4.0’ı benimsedik. Sizin endüstri 4.0 tarifiniz var mı? 

Cemalettin Kaya: Çalıştığım tesiste dijital teknolojiler kullanılıyorsa, kestirimci bakımı arka tarafta analizlerle yapabiliyorsanız, bunun kararını sizin oluşturduğunuz program verebiliyorsa, bunun karşılığı benim adıma Endüstri 4.0’dır. İşin gerçeğini söylemek gerekirse, dijitalleşmek çok basit anlamda fabrikadaki bütün makinelerdeki verileri çekip, uzaktan verileri takip etmek daha sonra o veriler üzerinden kendi analizini yapmak gibi bir noktaya gidiyorsa bizim için aslında o endüstri 4.0 olmuyor. 

Özgür Aslan: Son bir sorum daha var. Siz dijital dönüşüm çalışmaları için gerekli yazılım, donanım veya bu sistem kurulum hizmetlerini dışarıdan talep edebilirsiniz… Peki kendi bünyenizde de bu çalışmaları yapma gibi bir hedefiniz var mı? Eğer varsa, zaman içeride bununla ilgili personel almak ve onları görevlendirme ihtiyacınız doğacak. Benim ön görüm aslında bakımda, nasıl mekanik bakımcı, elektrik bakımcı, robot bakımcı varsa, gelecekte bir de yazılım bakımcılığı da olacağı yönünde. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Bizim fabrikamızdaki süreçleri, akışları artık kendi kendimize yapabiliyor olmamız lazım. Bunları kendimiz yapabildiğimizde işin çok daha sağlıklı ilerleyeceği kanısındayım.

Cemalettin Kaya: Kesinlikle bu konuda size katılıyorum. Şu anda bulunduğumuz süreçte fabrikada bu konuyla ilgili açıkça söylemek gerekirse kendi aramızda organizasyonel bir değişime şu anda başlamış bulunmaktayız. Tabii ki şimdi işin gerçeğini söylemek gerekirse Endüstri 4.0 tarafında bazı üst düzey yazılımlar, büyük yazılımlar için, bu işte tecrübeli firmalarla hareket ediyor olacağız. Belki sahamızda birkaç uygulamayı da beraber yapacağız ama daha sonra ben kesinlikle şunu ön görüyorum. Biz artık o örnek uygulamalardan sonra kendi fabrikamızdaki süreçleri, akışları artık kendi kendimize kendi kokpit programımızda yapıyor olmalıyız. Bunları kendimiz yaptığımızda işin ilerleyişinin çok daha sağlıklı olacağı kanısındayım. O nedenle kesinlikle böyle birimin olması özellikle işte yazılım veya işte işin sahadaki donanımına baktığınızda sonuçta endüstri 4.0 için sadece yazılım diyoruz, sahada da bir donanım gereksinimi var. Bu donanım gereksinimlerini veya yazılım olan bütün unsurdaki varlıklarımızın bizim tarafımızdan takip ediliyor veya geliştirebilir hale getirilmesi için böyle bir organizasyonun gerekliliği kesinlikle var. Bunu biz düşünüyoruz. İlerleyen aşamada çok daha var uygulama aşamasında çok daha kullanılır hale getirmeyi planlıyoruz. 

Bütün fabrika aynı anda Endüstri 4.0’a geçecek diye düşlerseniz işe başlamanız çok zor. Kesinlikle dönüşümü küçük uygulamalarla adım adım ilerletebilmek gerekiyor. 

Özgür Aslan: Cemalettin bey çok teşekkür ederim. Son olarak konuyla ilgili söylemek istediğiniz bir şey varsa alabilirim. 

Cemalettin Kaya: Öncellikle bu konuda bana fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Ben yaklaşık olarak 20 yıllık bir sanayi tesisinde özellikle bakım konusunda son birkaç yılı çıkarırsak fazlasıyla tecrübe ettiğim bir işe sahibim. Endüstri 4.0 çalışmalarına son birkaç yılda çok fazla zaman ayırdım ve bunu işletmelerimiz için ne kadar fazla gereksinim olduğunu gözlemledim. Benim kafamda oluşan, zamanında oluşan sorulara benzer bu yola çıkacak firmalar veya teknik eleman veya meslektaşlarım için şunu söyleyebilirim. Endüstri 4.0’ı düşlediğinizde bütün fabrikayı aynı anda endüstri 4.0 olacak gibi düşlediğinizde işe başlamanız çok zor. Yani bunu kesinlikle ve kesinlikle lokal bazda küçük uygulamalarla adım adım başlatıyor olmanız sizin için çok daha verimli hale gelip, hem tesisiniz için kabul görecek uygulamalarla yola çıkıyor olmanız sizin de yolun başlangıcında doğru bir başlangıç olur ki ilerleyen süreçte adım adım işin daha da büyüyeceğini ön görebilirsiniz.

Write A Comment