Son dönemde oldukça gündemde olan deepfake teknolojisiyle üretilmiş içeriklere karşı uzmanlar uyarıyor… Öyle ki tespit edilebilmesi için çok detaylı inceleme gerekiyor. Görüntülerdeki hatalara, kişinin yüz ve kafa hareketlerindeki kusurlara, göz kırpma sıklığına ve kişi hareket ettiğinde görüntüde bozulma olup olmadığına bakıldığını belirten Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, kişinin görüntüsünün, hareketlerinin ve sesinin gerçeğe çok yakın bir biçimde taklit edilebildiğini söylüyor. “Sahte haber ve kara propaganda amacıyla kullanımı büyük bir endişe oluşturuyor.” diyen Pehlivan, deepfake teknolojisinin toplumu manipüle etmek için son derece tehlikeli bir araç olduğunu da ekliyor.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı, Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, son dönemde gündemi oldukça meşgul eden deepfake hakkında açıklamalarda bulundu.
Kişinin görüntüsünü ve sesini gerçeğe çok yakın şekilde taklit edebiliyor…
‘Deepfake’i yeni teknolojiler ile gelişen bir manipülasyon biçimi olarak tanımlayan Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Bir kişinin görüntüsünü, hareketlerini ve sesini, gerçeğe çok yakın bir biçimde taklit edebilir. Böylelikle kişiyi yapmadığı şeyleri yapmış, söylemediği şeyleri söylemiş gibi gösterebilir. Genel olarak sentetik medya teknolojisi, kişilerin eylemlerini simüle etmenin yanı sıra, aslında var olmayan kişilere ait görseller üretebilir veya gerçek görüntülerin çeşitli özelliklerini değiştirebilir.” diyerek açıkladı.
Deepfake vatandaşların doğru bilgi edinme hakkını engelliyor
“Deepfake teknolojisini, taklit edilmesi istenen kişinin kaynak görüntülerini kullanarak, yüzleri bir kişiden diğerine aktaran, derin öğrenme temelli yapay zeka teknolojisine dayandığını söyleyebiliriz.” diyen Pehlivan, bu teknolojinin gittikçe yaygınlaştığına ve kullanımının kolaylaştığına dikkat çekti.
Bu konudaki kaygılardan birinin, sıklıkla kadınları hedef alması olduğunu belirten Pehlivan, “Öte yandan, sahte haber ve kara propaganda amacıyla kullanımı da büyük bir endişe oluşturuyor. Toplumu manipüle etmek için son derece tehlikeli bir araç olarak görünüyor. Yanlış bilginin çok hızlı yayıldığı, üstelik yanlış olduğu ortaya çıksa dahi yayılımının engellenemediği ve zararın telafi edilemediği çağımızda gerek bireysel gerekse toplumsal düzlemde büyük sorunlar barındırıyor. Bu açıdan, demokratik düzene bir tehdit oluşturuyor ve vatandaşların doğru bilgi edinme hakkını engellemiş oluyor.” açıklamasında bulundu.
Manipüle edebilecek sahte içerikler kutuplaşmaya neden olabiliyor…
Bireylerin gerçek olmayan görüntülerinin üretilip yayılmasının başlı başına bir suç unsuru olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Deepfake aracılığıyla görüntüleri simüle edilen kişiler hakkında yanlış bilgi yayılmış ve söz konusu bireylerin kişilik hakları ihlal edilmiş olur. Öte yandan bu şekilde görüntüler üretebiliyor olmak, yeni iletişim teknolojileri üzerinden başka suçları işlemeyi de kolaylaştırıyor. Bir diğer sorun da toplumu manipüle edebilecek sahte içeriklerin paylaşılmasıyla toplumda kutuplaşmaya, çatışmaya neden olabilmesi olarak ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.
Deepfake içeriği tespit etmek çok detaylı inceleme gerektirir
Deepfake içeriği tespit etmek için görüntülerin çok detaylı incelenmesi ve her bir karenin ayrı ayrı analiz edilmesi gerektiğinin altını çizen Pehlivan, “Görüntülerdeki hatalara, kişinin yüz ve kafa hareketlerindeki kusurlara, göz kırpma sıklığına ve kişi hareket ettiğinde görüntüde bozulma olup olmadığına bakılır. Bu amaçla geliştirilmiş araçlar ve programlar kullanılabilir.” dedi.
Deepfake’i tespit etmek için gelişmekte olan yapay zeka uygulamaları olduğunu da kaydeden Pehlivan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Elbette, deepfake teknolojisi de gün geçtikçe gelişiyor ve mevcut doğrulama araçları bir gün yetersiz kalabilir. Ancak doğrulama ve sentetik medya tespit etme teknikleri de aynı doğrultuda gelişmeye devam edecektir. Önemli olan, yeni iletişim teknolojileri aracılığıyla yayılan içeriklere şüpheyle yaklaşmak ve teyit edilip edilmediğini takip etmektir.”