Sabancı Üniversitesi’nin kamu ve özel sektör yöneticilerini bilim ve teknoloji ile buluşturmak üzere düzenlediği “Teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’nin 2023 programının altıncısı Sürdürülebilir Temiz Hidrojen Teknolojileri Mümkün mü?başlığı altında yapıldı.

Sabancı Üniversitesi’nin kamu ve özel sektör yöneticilerini bilim ve teknoloji ile buluşturmak üzere gerçekleştirdiği “Teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’nin 2023 programının altıncısı 31 Mayıs’ta gerçekleşti. Webinar Serisi’nin altıncı semineri Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Serhat Yeşilyurt, Selmiye A. Alkan ve Murat Kaya’nın katılımıyla Sürdürülebilir Temiz Hidrojen Teknolojileri Mümkün mü?” başlığı altında yapıldı. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Serhat Yeşilyurt’un moderatörlüğünde gerçekleşen webinarda; hidrojenin kullanım alanları, yeşil hidrojen üretimi, hidrojen ile ilgili Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerindeki hedefler ve örnek çalışmaların yanı sıra, hidrojen tedarik zinciri, hidrojen vadisi ve hidrojen teknolojileri ile ilgili merak edilen konular ele alındı. Webinarda; hidrojenin sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak nasıl üretilebileceği, depolanabileceği, hidrojenin enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayabileceği, ancak bunun için temiz ve verimli üretim yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Ayrıca, hidrojenin güvenli depolanması ve taşınması için yeni teknolojilerin ve altyapıların kurulması gerektiği de vurgulandı.

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Selmiye Alkan Gürsel konuşmasında “Hidrojen Vadileri”ne değinerek, şu anda dünyada 37 kurulu vadi olduğunu, 2030’da dünyada 100 vadi kurma hedefinin bulunduğunu söyledi. Selmiye Alkan Gürsel, “Hidrojen vadileri, belirlenen birtakım alanlarda hidrojenin üretim, dağıtım ve depolama aşamalarının yürütüldüğü alanlar. Burada amaç hidrojenin tüm değer zincirini tek bir ortamda sağlamak. Tabii bunun ekonomik boyutları çok fazla. İşte istihdamı arttırmak, örnek alanlar oluşturmak ve aslında yeşil hidrojenin kullanımını teşvik etmek amacıyla bu vadi konseptleri yaratıldı. Burada bazı ülkeler çok hızlı gidiyor. Hollanda’da birkaç vadi var. Almanya da zira öyle Amerika da ilerliyor bu konuda. Türkiye’de şimdiye kadar bir hidrojen vadisi konsepti yok” dedi. 

Günümüzde hidrojenin özellikle enerji sektöründe ve endüstride kullanıldığını hatırlatan Selmiye Alkan Gürsel, şöyle konuştu:

“Hidrojeni enerji taşıyıcısı ve ham madde olarak yüzyıllardır kullanıyoruz. Kilogram başına hidrojenin açığa çıkardığı enerji diğer yakıtlara göre kat kat fazla. Örneğin doğal gazın iki katı kadar enerji açığa çıkarıyor. Amonyak üretiminde, gübre üretiminde, metanol üretiminde, hidrojen peroksit üretiminde biz hep hidrojene ihtiyaç duyuyoruz. Polimer üretiminde de hidrojene ihtiyaç var. Plastiklerin geri dönüşümünde de hidrojene ihtiyaç var. Biz fosil yakıtları çok biliyoruz ve kullanıyoruz. Kömür, doğal gaz ya da petrol gibi fosil yakıtları kullanıyoruz ama bunların kullanımını azaltmak istiyoruz. Peki bunun yerine sentetik yakıtlardan faydalanabilir miyiz yani bildiğiniz sıvı ya da gaz formundaki yakıtlar. Bunları hidrojen ve karbonu birleştirerek yapabiliyoruz. Burada hidrojene ciddi bir ihtiyaç var. Metallerin arıtılması işlemlerinde de hidrojene çok ihtiyaç duyuluyor. “

“KARBON EMİSYONLARININ SINIRLANDIRILMASI GEREKİYOR”

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Murat Kaya, hidrojenin son yıllarda giderek önem kazandığını belirterek, “Karbon emisyonlarını sınırlandırmamız gerekiyor yoksa torunlarımıza bırakacak bir dünya kalmayacak. Hidrojen bu yolda fosil yakıtları dışarı atmamıza yardımcı olarak önemli bir fonksiyon üstlenecek. Fosil yakıtlardan kurtulmak istiyoruz ve hidrojen de bu konuda bize yardımcı olabilir” dedi. Hidrojenin tek başına bir enerji kaynağı olmadığını hatırlatan Murat Kaya, şöyle konuştu:

“Hidrojen, elektrik gibi bir enerji vektörü yani taşıyıcısı. Bizim hidrojeni kullanmadan, öncelikle oluşturmamız gerekiyor bunu. Hidrojeni bugün yaptığımız gibi fosil yakıtlardan elde edersek çok bir anlamı olmayacak ama yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edersek karbonsuzlaşma yönünde önemli problemlerimizi çözebileceğiz. Hidrojen yenilenebilir enerji ile ilgili bazı sorunları çözebilecek gibi gözüküyor. Gelecekte çok miktarda rüzgâr ve güneş elektrik üretimi kapasitemizin olacağı bir dünyada ihtiyacımızdan fazla üretim olduğunda bunun boşa gitmesi yerine hidrojene çevirebileceğiz. İhtiyacımızdan az üretim olduğundaysa bu hidrojeni tekrar elektriğe çevirerek kullanabileceğiz. Hidrojenin, rüzgar ve güneşin sistem entegrasyonuna büyük ölçüde yardım etme potansiyeli var. Hidrojen aynı zamanda enerji depolamanın da bir yolu, çünkü elektik çok önemli bir enerji taşıyıcısı çok işimize yarıyor fakat depolaması çok pahalı. Yakın zamana kadar, depolanamaz anında üretilir ve anında tüketilir diyorduk. Şimdi depolayabiliyoruz fakat pahalı. Büyük ölçüde elektriği hala depolayamıyoruz maalesef ama hidrojene çevirirsek biz bu elektriği çok daha makul fiyatlara çok daha uzun sürelerde depolayabilir hale geleceğiz. Bu da enerji sistemimizdeki birçok sorunu çözmemize yardımcı olacak.”

Write A Comment