Sony, “Duygulara ilham veren teknolojiler” başlığı altında şirketin gelişimine yön veren sekiz teknolojiyi tanıttığı bir çevrimiçi etkinlik gerçekleştirdi.
Sony Group Corporation İcra Kurulu Başkan Yardımcısı ve CTO’su Toru Katsumoto, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sony Group’un birbirinden farklı kollarını yetenek ve teknoloji aracılığıyla bir araya getirmeye öncülük etmeyi umuyorum. Bu birliktelik gerek ürünlerimizi gerekse içerik ve hizmetlerimizi dünyayı duygularla dolduracak şekilde geliştirmemize önemli katkı sağlayacaktır.”
Crystal LED ve sinema kameraları sayesinde Sanal Prodüksiyon mümkün hale geliyor
Sanal Prodüksiyonun türlerinden biri olan “Kamera İçi VFX” (“In-Camera VFX”) sayesinde, kameranın hareketiyle bağlantılı bir 3DCG görüntüsü, stüdyoda oyuncunun arkasına yerleştirilmiş bir LED ekrana arka plan olarak yansıtılır. Böylece içerik üreticileri, hem geleneksel yeşil arka plan çekimi için gereken CG kompozisyonu oluşturma yükünden hem de hava, zaman ve mekân gibi kısıtlamalardan kurtulmuş olur.
Crystal LED, Sony’nin benzersiz LED kontrol teknolojisi ile BRAVIA®’da geliştirilen sinyal işleme teknolojisini bir araya getiren bir LED ekrandır; yüksek parlaklık ve geniş izleme açısıyla olağanüstü gerçekliğe sahip yüksek çözünürlüklü görüntüler sağlar. Yeni geliştirilen 8.6K görüntü sensörüyle donatılmış dijital sinema kamerası “VENICE 2”, zengin ifade biçimleri için geniş bir renk gamı sunar ve geniş bir parlaklık koşulları yelpazesinde dahi gri tonlaması zenginliğini ifade etme yeteneğine sahiptir.
Sony imzalı ekran ve kameralar kombinasyonunun renk reprodüksiyonu ve renk tonu ifadesi yeteneği yüksektir ve daha gerçekçi içerik üretmeyi mümkün kılar. Sony Group, bununla da yetinmeyerek yüksek kaliteli içerik üretebilen Sanal Prodüksiyon çözümlerinin geliştirilmesini teşvik etmek üzere Sony Grubu içinden ve dışarıdan içerik üreticileriyle ve film dünyasıyla çalışan mühendislerle iş birliğini de derinleştirmeye hazırlanıyor.
EPTS ve Veri Görselleştirme Teknolojisi ile tüm performansları görselleştirme
Sony Group şirketlerinden Hawk-Eye Innovations Ltd’nin, futbolda, özel takip kameraları tarafından çekilen canlı video görüntülerinin içinden oyuncuların ve maçtaki topun hareketlerini yakalayarak gerçek zamanlı hareket verilerini milimetrik doğrulukla toplayan Elektronik Performans Takip Sistemleri’ne de (EPTS) oldukça dikkat çekiyor. Hawk-Eye’ın veri görselleştirme teknolojisi Virtual Recreation, aynı zamanda EPTS’ten ve video inceleme sistemlerinden elde edilen verileri işleyerek sanal görüntüler yaratmak üzere kullanıldı.
Hawk-Eye tarafından mükemmelleştirilen gelişmiş görüntü işleme ve AI (Yapay Zekâ) tanıma teknolojileri, Sony’nin uzmanlık alanı olan yayıncılık yetenekleri ve görüntü sensörü teknolojisiyle bir araya geliyor ve oyuncuların postürlerine varana kadar tüm detaylar da dahil maçın tamamı veriye dönüştürerek daha öncesi yakalanması imkânsız olan performansların görselleştirilmesini mümkün hale getiriyor.
Sony Group ve Hawk-Eye, sporla sınırlı kalmayarak gelecekte bu teknolojiyi eğlence sektörünün çeşitli kollarına uygulamayı ve böylelikle sektöre katkı sunmayı hedefliyor.
Olağanüstü bir gerçeklik hissiyle deneyim paylaşımı
Sony, yüksek çözünürlüklü bir 3D mekânın görüntülendiği ve tek gözle 4K, iki gözle bakıldığında ise 8K seviyesinde yüksek çözünürlüğe ulaşan bir ‘başa takılan’ sanal gerçeklik (VR) ekranı (head-mounted display-HMD) sunar. Yüksek görüntü kalitesi; hem CMOS görüntü sensörlerinin geliştirilmesi ve üretimi sonucu ortaya çıkan hassas işleme ve gelişmiş paketleme teknolojisi kullanılarak ulaşılan çoklu piksel ve minyatürleştirme sayesinde ekranların geliştirilmesi ile ortaya çıkan, cihaz ve devre teknolojisini kullanan Organik Işık Yayan Diyot (OLED) mikro ekran sayesinde elde edilir.
Farklı sensörlerden gelen verilerin entegrasyonuyla, tüm sistem genelinde gecikme süresi azaltılarak işleme süresi kısaltılır. VR ile izleme yapan kişi, baş hareketlerine göre gerçek zamanlı olarak yüksek çözünürlüklü görüntüleri deneyimleyebilir. Malzemelerin dokusunu ve insan ifadelerini yüksek çözünürlükte, gerçek zamanlı olarak izleyicinin baş hareketlerine göre verebilen OLED mikro ekranların, endüstriyel uygulamaların yanı sıra eğlence alanında da kullanılacağı öngörülüyor.
Süper-çözünürlük teknolojisini ile prodüksiyon verimliliği arasında denge de kalın
1990’lardan bu yana makine öğrenimi kullanılarak görüntülerin geliştirilmesi sürecinde elde edilen know-how’dan faydalanan bu teknoloji, sınırlı bilgi işlem kaynaklarıyla performansı en üst düzeye çıkarır ve çeşitli kalitedeki görüntüler için farklı perspektiflerden yüksek hassasiyetle yüksek çözünürlük elde edilmesini sağlar. Büyük miktarda veriye sahip 3D içerikler için, kullanılan ışın sayısını azaltarak ve görüntüleri karakter şekli, doku ve ışık gibi bilgilere dayalı işleyerek prodüksiyon süresini birkaç yüz kat düşürmek mümkündür. Bu teknoloji, uygulama alanlarını 2D’den 3D’ye doğru genişletmek ve eğlence alanında geniş bir uygulama yelpazesi sunma hedefi doğrultusunda içerik üreticilerin sesini yansıtan Sony Pictures Entertainment iş birliğiyle geliştiriliyor.
PlayStation®5’te kullanılan nefes kesici üç teknoloji
PlayStation®5’te kullanılan üç teknoloji tanıtıldı: Tempest 3D ses, dokunsal geribildirim ve uyarlanabilir tetikler. Tempest 3D ses, son derece hassas ses konumlaması sunmak üzere DSP (Dijital Tek İşlemci) ile tasarlandı; böylelikle ses, dinleyicinin etrafında, sanki sayısız hoparlörün olduğu bir kürenin içindeymiş gibi, 360 derecede her yönden duyulabiliyor. Dokunsal geri bildirim, yeni geliştirilen çift aktüatörün titreşimini oyundaki duruma göre değiştirerek bir dizi farklı dokunsal tepki yaratıyor ve böylece sürükleyici bir deneyim sunuyor. Bunun yanı sıra, DualSense™ kablosuz kontrol cihazı L2/R2 düğmelerine yerleştirilen uyarlanabilir tetikler, küçük bir hassas dişli ve yüksek torklu dahili motorla oyun içindeki aksiyonlara karşılık gerçek zamanlı güçlü dokunsal his sağlıyor.
Işık partiküllerinden yüksek hassasiyetli algılama sağlayan SPAD derinlik sensörü
Düşük ışık enerjisi seviyelerini yakalayarak etraftaki nesnelere olan mesafeyi yüksek hassasiyetle algılayan sensörler esas olarak üç unsurdan oluşuyor: Işığı yakalayıp onu elektrik sinyallerine dönüştüren SPAD (Tek Foton Çığ Diyotu) pikselleri, bu sinyalleri ileten Cu-Cu bağlantıları ve sinyalden mesafe ölçümleri çıkaran devreler içeren mantık çipleri. Sony’nin CMOS görüntü sensörlerinin geliştirilmesi sürecinde elde edilen verilerden faydalanan bu sensörler, tek bir kompakt çip ile hem kısa hem de uzun mesafeleri yüksek hız ve yüksek hassasiyetle ölçüyor.
Sony Group, otomatik sektöründe algılama ve tanıma amaçlı kullanılan LiDAR’ın gelişimine katkıda bulunarak güvenli ve emniyetli bir mobilite toplumunu desteklemeyi amaçlıyor.
“Manipülatör” ile insan elinin hassasiyetini yeniden keşfedin
Robotların bilinmeyen nesneleri, parmak uçları tarafından algılanan basınç dağılımındaki değişikliklere bağlı olarak nesnenin kaydığına dair belirtileri gerçek zamanlı algılayıp dikkatle tutabilmesini sağlayan bir teknolojidir. Bu teknoloji ile robotik eller, kullanılan kuvveti gerektiği gibi ayarlayarak bir nesneyi düşürmeden kavrayabilir. Buna ek olarak, mesafe sensörü parmaklar ile nesne arasındaki mesafeyi algıladığından robot, nesneyi doğru pozisyon ve duruşla tutabilir.
Manipülatör, nesneleri tıpkı insan eli gibi hassas bir şekilde kavrayabildiği için bu teknolojinin geleneksel endüstriyel robotların kullanılamadığı yeni alanlarda insanlara yardımcı olması bekleniyor. Sony, yapay zekâ ve gelişmiş algılama teknolojisini robotlarla birleştirerek manipülatörün yeteneklerini artırmayı ve insanların hayatını zenginleştirecek robot teknolojileri geliştirmeye devam etmeyi hedefliyor.
Dünya ‘MIMAMORI’ Platformu gezegeni koruyor
Hayata geçirildiği takdirde yeryüzünün herhangi bir noktasında meydana gelenleri algılama, çevresel sorunlar ve afetler gibi anormallik belirtilerini tespit ederek sorunları henüz oluşmadan önlemeye yardımcı olacak bir sistem. Bu sistem insanlığı, potansiyel anormalliklere karşı önceden uyararak sürdürebilirliği göz önünde tutarak hareket etmeye teşvik edecektir.
Sistem, nem içeriğini ölçebilen toprak nemi sensörleri; LPWA (Düşük Güçlü Geniş Alan) kablosuz iletişim teknolojisini kullanan bir uydu iletişim sistemi olan ELTRESTM; ve yapay zekâ kullanan gelişmiş tahmine dayalı veri analitiği teknolojisi gibi Sony Group teknolojilerinden oluşuyor. Saha çalışmaları ve demonstrasyon deneyleri ile Sony, daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmak amacıyla bu platformun hayata geçirilmesi için çalışmalarına devam ediyor.