Dünya, iklim krizi ile mücadelede önemli bir viraja giriyor. Karbon emisyonlarının net-sıfıra indirgenmesi için de 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişimi Konferansı COP-26’ya 120’den fazla dünya lideri katılıyor. Başta karbon emisyonunun azaltımı ve gelecek nesillere temiz bir çevrenin bırakılması için gözlerin yenilenebilir enerjide olduğunu aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, karbonizasyona karşı en güçlü alternatifin rüzgar enerjisi olduğunu vurguluyor.
İklim kriziyle mücadelede önemli konuların masaya yatırılacağı COP-26 İklim Zirvesi başladı. Ana gündem maddelerinden biri olan karbon emisyonlarını sıfıra indirgemek için yapılacak planlamaların ele alınacağı zirvede, gözler yenilenebilir enerji ve fosil yakıtlar üzerinde olacak. Öyle ki zirve öncesi Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan Dünya Enerji Görünümü 2021 Raporu da karbon emisyonunda sıfıra inme hedefleri için planlamalar üzerinde yeterince hızlı hareket edilemediğine dikkat çekiyor. Emisyonlar, iklim felaketleri ve enerji piyasasındaki değişikliklerin yeni enerji düzenine geçiş için önemli tartışma noktaları arasında olduğunu aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, ülkemizde ve dünyada yatırımları yükselişe geçen çevreci enerji rüzgar için daha güçlü ve sürdürülebilir adımların atılması gerekiyor.
“Rüzgarla Yeni Bir Küresel Enerji Ekonomisi Oluşabilir.”
Dünya temiz enerji geçişini hızlandırmak için kolları sıvıyor, iklim hedefleri ve yeni enerji düzeni için planlara sadık kalmak önemini artırıyor. Son yıllarda yenilenebilir enerjiye geçiş hızlanıyor gibi görünse de Dünya Enerji Görünümü 2021 Raporu’na göre enerji kullanımında tutarsızlıklar bulunuyor. Özellikle Covid-19 gölgesinde geçen 2020 yılında rüzgar ve güneş enerjisine büyük yatırımların gerçekleşmesine ve rüzgar enerjisinin üretimde zirveye oynamasına rağmen, bu yıl içerisinde kömüre ve petrole olan yatırımların tekrar artmasının en büyük tutarsızlığı oluşturduğunu aktaran Ali Aydın, enerjideki değişime bu şekilde dur demenin iklim kriziyle mücadeleye ve karbon emisyonlarındaki hedeflerden uzaklaşmaya neden olduğunu belirtiyor. Özellikle rüzgar enerjisinin yeni bir küresel enerji ekonomisi ortaya çıkarabileceğinin altını çizen Aydın, bu enerji dönüşümünden uzaklaşmanın hedefler için fazladan yol kat edilmesi anlamına geldiğine dikkat çekiyor.
“Türkiye’nin Rüzgar Enerjisine İnancı Tam!”
Türkiye’nin bu gündem içerisinde nerede duracağını belirleyerek, iklim krizine karşı temiz enerji geçişi hedefleriyle paralel hareket etmesi gerektiğini ifade eden Ali Aydın, ülkemizde yeni kurulacak rüzgar enerjisi santralleri için gereken teknik tecrübe ve insan kaynağı birikiminin yeterli seviyede olduğunu, santraller hayata geçtikten sonra da doğru zamanlama ve kapsamla uygulanacak bakım ve onarım işlemlerinin, milli servet niteliğindeki yatırımları korumada öncü rol üsteleneceğini vurguluyor. 10 GW’den fazla kurulu rüzgar gücüne yaklaşan Türkiye’de rüzgar enerjisi yatırımlarına yönelik desteklerin ülke geleceği için kilit rol oynadığını aktaran Aydın, 2025 yılına kadar 20 GW kurulu rüzgar gücüne ulaşma hedefinin karbonsuz dünyada söz sahibi olan güçlü bir Türkiye için son derece önemli olduğunun altını çiziyor.