Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Haziran sonu itibarıyla Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 11,4 milyar dolar oldu. İhracat siparişlerinin yılın ilk 6 ayında küresel ölçekte hızla arttığına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Bu artıştan en çok yararlanan ülkelerden biri olduk ve dünya makine ihracatının yüzde 20’ye yakın arttığı tahmin edilen ilk yarıyılda biz yüzde 40 artış oranına yaklaştık. Gelecek üç yıl makine sektörünün altın çağı olacak” dedi.
Yılın ilk yarısı sonunda ihracatını 2019’a göre yüzde 19, 2020’ye göre ise yüzde 38 artıran makine sektörünün serbest bölgeler dâhil toplam ihracatı 11,4 milyar dolar oldu. Almanya ve ABD’ye toplam ihracatı 2 milyar doları aşan sektör, ilk 6 ay sonunda geçen yılın aynı dönemine göre 3 milyar dolar fazla ihracat geliri elde etti. Yılın ikinci yarısında dünya genelinde yaşanacak büyük açılma ile talep artışının toparlanmadan büyümeye hızlı bir geçiş oluşturmasını beklediğini ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Makine ve teçhizat yatırımlarında geçmiş krizlere göre iki katı hızlı bir iyileşme oldu. Küresel sanayi üretimindeki büyüme 2015 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığı için makine imalat sanayiinde de hızlı bir toparlanma yaşandı. Sınırlı da olsa destek paketlerinin sürmesi ve oluşan tasarrufların hızla tüketime dönüşeği beklentisi dünya ekonomisinde güçlü bir büyümeye ve canlı bir yatırım dönemine işaret ediyor. Üç çeyrektir üst üste 5 trilyon doları aşan küresel mal ticaretinin, yılın son iki çeyreğinde hız kesmeyeceği anlaşılıyor. Makine imalatçılarımız da hızla artan talepten daha fazla pay almaya çalışıyor. Paritenin ve ürün fiyatlarındaki artışın da etkileriyle, dünya makine ihracatının yüzde 20’ye yakın arttığı tahmin edilen ilk yarıyılda, biz yüzde 40 artış oranına yaklaştık. Rakiplerimizden daha hızlı ilerlemeye ve görkemli büyüyen bu pazardan daha fazla pay almaya devam edeceğiz.”
“Gençler üniversite tercihlerinde makineye öncelik versinler”
Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın devam etmesi yönünde tüketici talebi dışında unsurlar olduğuna da dikkat çeken Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Pandemi sonrası süreçte sürdürebilirlikle uyumlu yeşil yatırımlar katlanarak artacak ve imalatçı sektörlerin tamamı baştan aşağı bir dönüşüm yaşayacak. Sanayi 4.0 ve dijitalleşme yönündeki ihtiyaçlar da makine sektörünün önünü açacak. Gelecek üç yılın makine sektörünün altın çağı olacağına inanıyoruz. Büyüme hızımızı koruyacağız ve dünya çapında markalarımızın sayısı artacak. Üniversite tercihlerinin yaklaştığı bu dönemde, gençlerimize sektörümüz ile ilgili alanlara öncelik vermelerini ve parlak bir geleceğin parçası olmalarını tavsiye ediyorum.”
“Teşvik belgeleri serbest ticaret anlaşmalarına dönüşmüş idi”
Son yıllarda arka kapı gibi kullanılıp adeta tek taraflı serbest ticaret anlaşmalarına dönüşen yatırım teşvik belgelerinin maksadına uygun kullanılması için gereken mevzuat değişikliğinin gerçekleşmesinden memnun olduklarını belirten Karavelioğlu şunları söyledi:
“Yatırım teşvik belgesi kapsamında temin edilen makine ve teçhizat için gümrük vergisi istisnaları, yerli ve ithal mallar arasındaki farkı ortadan kaldırdığı için, diğer sanayi dallarımız korunurken katma değeri en yüksek sınai dal olan makine imalatı dış tehditlere maruz kalıyordu. Mevzuat değişikliği ile hem asgari yatırım oranları güncellenmiş hem de sınırlı dahi olsa bir kısım makinenin Uzak Doğu’nun haksız rekabetinden korunması yönünde adım atılmıştır. Korumacılığın dünyada tavan yaptığı ve bizim gümrüksüz neredeyse hiçbir ülkeye giremediğimiz bir dönemde makine ithalatını teşvik edip son 12 ayda 31 milyar dolara taşımak sürdürülemez bir durumdu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile Ticaret Bakanlığımızın da katkılarıyla, bütün baskılara rağmen cesur ve doğru bir karar alınmıştır. Türkiye’nin teknoloji geliştirmesini arzulayan her kesimin bu kararı desteklemesi gerekir. Nihayetinde, gümrük vergileri yatırımın toplam maliyetine ekleneceğine göre, kurumlar vergisi matrahından zaten indirileceklerdir.”
Toplam 174 ürünün olduğu listede farklı alt dallardan 88 makinenin yer aldığına ve geçen yıl vergi muafiyetinin de etkisiyle bu makinelerin 1,8 milyar dolar kadar ithal edildiğine dikkat çeken Karavelioğlu, “Bu sınırlı liste 2019’da 500 milyon dolar fazla verirken 2020’de 250 milyon dolar eksiye geçmiş bir alanı tarifliyor. Görülen o ki, Hamle Programı kapsamında yatırımları yapılan stratejik ürünlere de özel bir önem atfedilmiş. Listenin dinamik hale geleceğini anlıyoruz ve makine imalat sektörüne yabancı yatırımcı çekmeye vesile olacak kıymetli bir karar olarak değerlendiriyoruz” dedi.
“Hamle programının başarısı yerli imalatın öncelenmesine bağlı”
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yapılan Üretimde Yapısal Dönüşüm Çağrısı hakkında değerlendirmelerde bulunan Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:
“Hamle programının 1. listesi gibi 2. listesi de ihtiyaçlarımızla örtüşüyor. Çok geniş bir yatırım evreni, yeni girişim ya da büyüme alanı olarak önümüzde açılmış görünüyor. Geleceğin ihtiyaçlarının bugünden farklı olacağı kabulü programda yer bulmuş. Öncelikli ürünler listesine alınan sistem ve teknoloji bileşenleri dünyanın hızla içine girdiği endüstriyel dönüşümü destekler mahiyetteler. Bu alanlara çok sayıda yatırımcı bulmalıyız. Bunun için de stratejik ve pilot sektör ilan edilen makine imalatının, her kayıt ve şart altında destekleneceği algısını elbirliğiyle güçlendirmeliyiz.”